Olimpiyata
bu kadar kısa süre kalmışken (92 gün) olimpiyatların geçmişine dair bir yazı
dizisi planlıyorum. İçinde her
şampiyonun ilkleri, sembol sporcuları, önemli detayları ve en önemlisi
hikayelerinin yer almasına özen göstermeyi düşünüyorum...
Şu an
izlediğimiz, beklediğimiz olimpiyatlar “modern olimpiyat” adı altında geçiyor. Her
şeyde olduğu gibi modern olimpiyatın da bir geçmişi var, hatta fazla geçmişi. Modern
oyunlardan önce “antik olimpiyatlar” adı altında yarışlar yapılıyordu.
Tarihçesi
Peki
böyle bir oyun düzenleme fikri nasıl çıktı? Herkesin bildiği üzere ilk modern
olimpiyat Atina’da düzenlendi. Yunanlar sadece modern olimpiyatın değil antik
olimpiyatın da kurucularıdır. Tarhiçesi ile ilgili pek çok söylenti var. Kesin tarihi
de haliyle muallak... Rivayetlerin birine göre Oyunlar, kutsal Olympia bölgesinde Zeus onuruna organize
edilen dini kutlamalardı. Hatta oyunların
olduğu yerde Zeus’un heykelinin olduğu söylenmektedir.
Kısa kısa
Antik Olimpiyatlar
M.Ö 776’da başlayan oyunlar M.S 393’e kadar devam
etmiş.
· Olimpiyatlarda pankratyum, güreş, atletizm ve koşu
yarışları yapılmış.
· Oyunlara katılmak için üç şart koşuluyor. Yunan olmak,
erkek olmak ve hür olmak. Bu sebeple ilk 400 yıl sadece erkekler oyunlarda
yarışmış.
· Evli kadınların oyunlara
katılmaları kesinlikle yasakmış hatta bu suçu işleyenler ölümle
cezalandırılırdı. Bu kuralı bozan tek kadın ise Kallipateira.
· İlk oyunlar bir gün sürerken daha sonraları
yarışlar beş güne çıkmış.
· Kayıtlı ilk olimpiyat şampiyonu ise bir aşçı.
· Yarışlar; 190 metrelik “Stadion” adı verilen pistte
yapılıyormuş. Pist dolayısıyla 190 m yarışları da varmış.
· Yarışlarda kullandıkları malzemeler ise Aryballos (topraktan yapılmış yağ küpü),
Strigil (vücuttaki ter, yağ ve kumu
sıyırmak için kullanılan eğri bir alet) ve Sünger.
· Sporcular, oyunlar öncesi Olympia yakınlarındaki
Elis’e gelmeden önce aylarca yoğun bir çalışma programından geçip yarışlardan
dört hafta önce Elis şehrinde toplanırlarmış. Ön elemeler yapılıp en iyiler
Olympia’daki mücadeleye giderlermiş.
· Hakemler ve sporcular kurallarına uyacaklarına dair
oyun öncesi yemin eder; kurallara uymayanlara para cezası verilirmiş.
Oyunların tek bir şampiyonu oluyormuş bu kişi de taç takılarak ödüllendiriliyormuş.
· Hieromania antlaşması gereğince olimpiyat zamanı
kimse kimseyle savaş yapmıyormuş...
· O zamanlar oyunlar en demokratik yer olarak
görülüyor. İlk başta geçerli olan” köleler yarışamaz” kuralının da kalkması
itibari ile kölelerin rahatlıkla yarışıp kralları da yeniyorlarmış.
· Fakirler ise kendilerine sponsor olmaları için
asillerin yanına sığınıyor, onların işlerini yaparken bunun karşılığı olarak da
spor yapma şansı buluyorlarmış.
Oyunların gelişiminin ise şu şekilde olduğu
sanılmaktadır:
MÖ. 776
|
1. Olimpiyatlar
|
Koşu yarışı – Stadia
|
MÖ. 724
|
14. Olimpiyatlar
|
Çift tur koşu -Diaulos
|
MÖ. 720
|
15. Olimpiyatlar
|
Uzun mesafe koşusu –
Dolichos
|
MÖ. 708
|
18. Olimpiyatlar
|
Pentatlon
|
MÖ. 708
|
18. Olimpiyatlar
|
Güreş
|
MÖ. 688
|
23. Olimpiyatlar
|
Boks
|
MÖ. 680
|
25. Olimpiyatlar
|
Dört atlı savaş arabası
yarışı
|
MÖ. 648
|
33. Olimpiyatlar
|
At yarışı
|
MÖ. 648
|
33. Olimpiyatlar
|
Pankreas
|
MÖ. 520
|
65. Olimpiyatlar
|
Zırhlı koşu
|
MÖ. 408
|
93. Olimpiyatlar
|
İki atlı savaş arabası
yarışı
|